Ülkem : 60 yıldır kayalara bindirilmiş her yanından su alan bir gemi gibi batmakta.
Toplumu yöneten basiretsiz siyasetciler bireysel çıkarlarını ülke ve millet çıkarlarının üstünde tuttular.
Bu toplum; Kahraman maraş, Sivas, Çorum ve 1 Mayıs Taksim katliamlarını yaşadı. faili meçhul cinayetleri yaşadı. Darbe dönemlerini yaşadı. Ayrıca sağ- sol, laik- antilaik, alevi-sunni, Kürt-Türk gibi ideolojik, etnik ve dinsel çatışmalardan, ayrıştırmalardan çok çekti. Ağır bedeller ödedi.
Ülkem insanı da 3,5 aydır da terör, deprem ve cumhuriyete vurulan darbeyi yaşadı. Yaşananlara bir bakalım: Bir kaç ay önce ; terör 13 askerimizi şehit etmiş, anneler, babalar, eşler ve çocuklar kan ağlıyor, göz yaşı sel olmuş toplum derin bir acı içinde. BDP özerklik ilan ediyor, NATO ülkeleri Libya’ yı paylaşım planları yapıyor.
Bu gelişmelere siyaset kurumundan ve NATO ülkelerinden gereken sert tepki gelmiyor, Timsah göz yaşları dökülüyor, göstermelik kınamalarla geçiştiriliyor.
Aradan bir süre geçiyor Çukurca da 24 askerimiz şehit oluyor toplum şok geçiriyor. Anne ve babaların yüreği bir daha yanıyor, göz yaşları sel oluyor Türkiye ayağa kalkıyor, terörü kınıyor. Terör ara ara bir kaç can daha alıyor.
Tüm dünya terörü bir insanlık suçu sayar biz BM’lerin ve NATO’ nun üyesiyiz. BM 51. maddesi, NATO’ nun 5. maddeleri ulusların dışarıdan gelen bir saldırıya karşı ve teröre karşı kendilerini savunma hakkı tanımaktadır. NATO bir üyesine yapılmış saldırıyı tüm üyelerine yapılmış kabul eder. Haydi BM’ lerin, NATO’ nun çifte standartı ” iki yüzlülüğü ” biliyoruz. Bu ülkenin siyasi sorumluluğunu üslenen siyasilerin devlet adamların yıllardır gösterdikleri acizliğe ne demeli hiç bu ulusa karşı siyasi sorumluluğunuz yok.
24 şehit için ülke ayağı kalktığı bir günde; Deniz Feneri şoku yaşıyoruz. Bu davanın sanıkların mal varlıklarına konan geçici tedbir kararı kaldırılmıştı. Davayı yürüten savcılar soruşturma sonucunda görevlerinden alınmıştı. Bu davanın sanıkları; “Kaçma şüphesi olmadığından, delilleri karatma şüphesi olmadığından ve tutukluluk süreleri cezaya dönüştüğünden “salı verdi”. Aynı madde SİLİVRİ’ de yatan tutuklular için tersi işletiliyor. İnsanlar güçlünün adaleti diyor. Bu ne biçim politik çıkar, ahlaksızlık diyor. Tuz koktu. Toplumun adalete olan güveni bir kez daha sarsıldı.
Gündem bu olacak derken ; Van – Erciş depremi toplumda başka bir şok yarattı. Türk toplumu kendine yakışır şekilde; terörün acısını, siyasetin kirli oyununu bir kenara itti. Tek yürek oldu. Büyüklüğüne yakışır şekilde yardım elini uzattı. Birlik ve beraberliğini şanına yakışır şekilde gösterdi. Bu ara terör yine can almaya devam ediyordu. Toplum her türlü ayrışmaya hayır diyordu. Toplum depremin yaralarını sarmaya çalışırken bir şok daha yaşadı; 88. yılını kutlamaya hazırlandığımız CUMHURİYET BAYRAMI törenleri iptal edildi. Resepsiyonların, eğlence etkinliklerin iptalini anlarım. Cumhuriyet idaresinin önemini anlatan şiir ve konuşmaların yapılmamasını anlayamam. 88 yıldır Cumhuriyetle hesaplaşmak isteyenlere gün mü doğmuştu. Cumhuriyete DARBE mi? yapıldı. Yoksa Cumhuriyet’i DEPREM mi vurdu diye düşünmeye başladım. Bu özlem yıllardır süre geliyordu.
Cumhuriyet’ in anlamını kavrayan halk yasaklara rağmen ders verircesine sokaklara döküldü. Cumhuriyet: Bağımsızlığın, Özgürlüğün, laikliğin, halkcılığın, hukukun, çağdaşlığın, Atatürk ilke devrimlerinin adıdır. Kısaca Cumhuriyeti anlamak ADAM olmaktır.
Uyan halkım! Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan 1. , 2. , 3. maddeleri kaldırılırsa:
Vatanın, bağımsızlığın, Cumhuriyet’ in, bayrağın, dilin bir kaybolursa bir daha bulamazsın. Çanakkale ve Kurtuluş savaşı şehitlerinin kemiklerini sızlatma. Sana bu günleri armağan eden Atatürk ve silah arkadaşlarının kemiklerini sızlatma.
Çevremdekilere sordum : Bu yıkıma, bu hukuksuzluğa, bu ekonomik çöküntüye, bu ayrışmaya, bu satılmışlığa, bu yoksulluğa, işsizliğe sizin itirazınız yok mu dedim.
Dostluğa ve barışa hasret mi gideceğiz. Bir sonraki gün güneşi görme umudu ile mi yaşayacağız. Korkuları ve kuşkuları ne zaman yeneceğiz. Hep umuda yolculuk mu yapacağız. Bu ülkenin insanının KADERİ mi? diye sordum.
Bana merak etme topluma AKIL TUTULMASI yaşatılıyor. Bu toplum kendine gereken değeri vermeyen siyasetcileri, partileri tarihin çöplüğüne atmıştır. Bu halk KUVA-Yİ MİLLİYE ruhu taşıyor. Korkma bu yaşam bizim KADERİMİZ değildir, dediler.
CUMHURİYET GÜNEŞİ’ ni söndüremeyeceklerini söylediler
AHMET PINAR
EMEKLİ ÖĞRETMEN
02.11.2011