Türkiye’ nin günde mi son on yıllık süreçte ki kadar; Toplumu şok eden baskı altına alan korkutan yarın ne olacak endişeşi yaratan komple teorileri ile karşılaşmamıştır.
Toplum: ” soğuk suya bırakılan kurbağanın alıştıra alıştıra kaynama noktasına ulaştığı zamana kadar hiç bir şeyin farkında almadığı deneyde ki” gibi.
Toplum; kendisinin, ülkesinin, kurban edildiğini dokusunun bozulduğunun farkında değil.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti’ nin rejimi bağımsızlığı vatanın bölünmez bütünlüğü, dili, dini, etnik ve ekonomik yapısı tartışılır hale gelmiştir. Oysa Atatürk: ” Bağımsızlık benim karakterimdir” diyerek ulusa gereken mesajı vermiştir.
Bugün ülkemizde alıştıra alıştıra yaşatılan sorunlara bir bir bakalım:
Gençliğe Hitabe: kalksın deniyor. Hitabeyi bu güne uyarlayalım.
Ordusu teröristlikle suçlanmış, subayları ceza evine atılmış, üniversiteleri susturulmuş, medyası yandaş haline getirilmiş susturulmuş, yargısı siyasetin emrine sokulmuş, adalete güven kalmamış, sivil toplum örgütleri yok edilmiş, gazetecileri aydınları bilim adamları ceza evine atılmış.
Sanayicisi, esnaf’ ı, işçisi, köylüsü, memuru, emeklisi yaşam mücadelesi veriyor.
Ülkenin tarımı, hayvancılığı bitmiş. Fabrikaları , işletmeleri, denizleri, limanları dereleri , ırmakları, yer üstü ve yer altı zenginlik kaynakları yerli ve yabancı sermayeye yok pahasına satılmış, ülke 550 milyar dolar iç ve dış borç batağına saplanmış.
Ülkeyi yönetenler ” Gaflet, delalet, ihanet” içindeler hitabe bugünü çok güzel özetliyor ifade ediyor. Rahatsızlık veriyor o kalkmalıdır.
Türk’ lük-Türk Milleti-Andımız tartışılmalıdır.
Anayasa Madde 66 ” Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’ tür” der. Bu tanımdan Fener Rum Patriği bile rahatsız değil rahatsız olanları siz düşünün. Türk Milleti ifadesi Türkiyeli’ lik haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Onlara soralım Fransa’ nın, Almanya’ nın, İtalya’ nın vesaire hiç bir ülkenin adı tartışılıyor mu? Andımızı ırkçı görenlere önerim; ABD ‘ nin, Yunanistan’ nın çocuklarına okuttukları andı okumaları ırkçı and nasıl olurmuş görsünler.
Milli Bayramlarımız: Bayramlarımız Milli değerlerimizdir. Cumhuriyet tarihinin önemli dönüm noktalarını ifade eder. Milli, duygular sudan bahanelerle erozyona uğratılamaz bayramlarımız her zorluğa rağmen kutlanacaktır.
Kurtuluş savasına – Cumhuriyete – Atatürk ve Devrimlerine saldırı
Kurtuluş savaşı yapılmamıştır diyen gafiller var. Atatürk Devrimleri toplumda travma yaratmıştır diyen bağnazlar var. Atatürk’ e diktatör diyenlere UNESCO’ nun 1979 yılında 156 ülkenin oy birliği ile yüzyılın adamı seçildiğini hatırlatırım.
Atatürk ve silah arkadaşları bu ulus, Kurtuluş savaşı’ nı sadece yurdu işgal eden düşmana karşı vermemiştir. ” Teali İslam Cemiyetini” kuran Şeh Sait’ lere, İskilipli Atıf Hoca’ lara ve Mustafa Kemal’ e, Kuva-i Milliye’ cilere ölüm fermanı çıkaran Mustafa Sabri’ lere, Ali Kemal’ lere, Anzavur Ahmet’ lere kısacası Padişah Hilafet ve Manda yanlılarına karşıda vermiştir.
Cumhuriyet sürecinde de; Devriş Mehmetlere, Said Nursi’ lere ve Seyit Rıza’ lara karşı da verilmiştir.
Yukarda saydığım vatan hainlerini Cumhuriyet düşmanlarını bazı gafiller televizyon kanallarında öve öve bitiremiyorlar onların masum olduğunu iddaa ediyorlar onların itibarları iade edilsin diyorlar. Bazı kurumlara cadde ve sokaklara adları veriliyor amaçları Cumhuriyet’ le hesaplaşmak. Bu böyle gitmez.
Kürt Açılımı: Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi adı altında topluma sunuldu. ” Analar ağlamasın” söylemi ile de toplumun aklı çelindi. Bu proje habur girişi ile infal yarattı.
Proje daha sonra OSLO’ da Devlet PKK görüşmesi ile tekrar gündeme taşındı. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, İkiz Yasalarla ve Ana Yasa Çalışmaları ile etnik temelde bölünmenin ortamı hazırlanıyor.
PKK ve siyasette ki temsilcileri Kürdistan Devleti kurmak istediklerini açık açık beyan ediyorlar.
Mart ayında Diyarbakır’ da İran-Irak-Suriye-Türkiye Kürtlerinin ortaklaşa yaptıkları ” Kürt Dili Kurultayın’ da” PKK militanlarının ölülerine saygı duruşu yapıldı. Arkasında 1976 yılında İran Şair Dildar’ ın yazdığı şiir Malli Marş olarak okutuldu. Göndere Kürdistan Bayrağı çekildiği söyleniyor. Devlet Nerede?, Cumhuriyet Savcıları Nerede? toplum bu bölünmeye ALIŞTIRILIYOR.
İslam Dininin Ticarete ve Siyasete Alet Edilmesi:
İslam Dini İnanan herkesin dinidir, insanlar dinlerini, etnik kimliklerini, renklerini ve cinsiyetlerini seçme hakkı yoktur o ALLAH’ ın tercihidir.
Sonradan toplumlar bireyler bu değerleri seçerler ve istedikleri gibi yaşama özgürlükleri vardır. ALLAH ile kul arasına kimse giremez. Kimse kimsenin İnancını ölçemez.
Osmanlı İmparatorluğunda erkeklerde okuma oranı yüzde 5, kadınlarda ise yüzde 1′ di. Halk cahildi.
Atatürk; Cumhuriyetinin ilanından sonra Harf Devrimini gerçekleştirdi. Halkın aydınlanmasını, okuma yazma oranının yükselmesini sağladı.
KURAN-I KERİMİ, Elmalı Muhammet Hamdi Yazır’ a tercüme ettirdi. Halk dinini anlasın diye “dokuz cilt ” çevirinin parasını cebinden ödedi.
Atatürk 1926 yılında Sudi Arabistan Kralı’ nın Hz. Muhammed’ in kabrini yıkmak istemesi üzerine şu tarihi telgra’ ı çekti.
“Tek taşına dokunursanız ordumu gönderirim” kaynak Prof. Nevzat Yalçıntaş. Bu belge yıllarca saklanmış. Atatürk’ ü dinsizlikle suçlayanlara bu bilgiler sunulur.
Halkın uyanmasını istenmeyen İslamdan nemalanan Dervişler , Şehler, Mollalar, Müritler, Seyitler, Emirler ve bu günün meleleri itibar kaybediyorlardı. Atatürk’ e hakaret etmekte haklıydılar. Uyan halkım.
Bugün 1924 yılında çıkarılan Tevhit- i Tetrisad (Öğretim Birliği Yasası)’ nın ruhuna fatiha okunuyor. 12 yıllık 4+4+4 sistemi ile gelecek nesillerin geleceği karatılıyor. Milli Eğitim Dinselleşti. Dindar ve Kindar nesiller yetiştiriliyor. Bu neslin Gençliğe Hitabesi’ de Necip Fazıl’ ın Gençliğe Hitabesi olur. Hayırlı olsun.
Devletin bütün kurumlarına tarikat ve cemaatler hakim olmaya başladı Milli Eğitim Milli’ likten çıktı. Dinsel bir ideolojinin kapsamı alanına girdi. Atatürk ” Fikri hür, Vicdanı hür, İrfanı hür” nesiller yetiştirilmesini istemişti. Aklı ve Bilimi rehber edinerek çağdaş uluslar seviyesine çıkmamızı istemişti. Hayal oldu.
Halkım; ALIŞTIRA ALIŞTIRA bu geriye gidişe çöküşe ayrıştırmaya götürüyorlar. seyirci kalacakmısınız. ALIŞTIRAMAYACAKSINIZ de sesini yükselt.
15.03.2012
EMEKLİ ÖĞRETMEN
AHMET PINAR