Her ulusun en büyük zenginlik kaynağı İNSANDIR.İnsanlarına iyi bir eğitim,sağlıklı bir yaşam ve insanca yaşayacağı bir gelir sağlayan uluslar yarınlarına güvenle bakarlar.
Eğitim:İnsanının dolayısıyla toplumun yapılanmasında en önemli unsurdur.Aile-okul-çevre üçlüsünde şekillenir ve hayat boyu sürer.
Bir ülkenin yaratmak istediği insan profili seçtiği eğitim sistemi ve onun uygulayıcıları olan öğretmen profili ile doğru orantılıdır.
Bu tesbiti saptayan Mustafa Kemal ; daha Cumhuriyet kurulmadan, Sakarya Savaşı başlamadan bir ay önce Maarif Kongresini toplamıştır.Orada Öğretmenlere *Gelecekteki kurtuluşumuzun saygı değer önderleri* diye hitap etmiştir.Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanınca yanındakilere*Asıl şimdi en önemli savaşımız başlıyor, CEHALETLE savaşacağız diyerek* Eğitimin önemine dikkat çekmiştir.
Yine büyük önder biliyordu ki,yüzlerce bilim adamı,düşünür yazar ve sanatçısı ile taçlanan AYDINLANMA ÇAĞININ insanlığa en başta dini dinin yerine bilimi bilimin yerine koyma bilincini armağan ettiğini.O Cumhuriyeti kurup devrimleri yaparken *EĞİTİM-ÖĞRETİM BİRLİĞİ YASASINI* bu nedenle çıkarttı.Daha sonraki yıllarda Öğretmenlerle ilgili yaptığı konuşmaların birinde onlardan*Fikri Hür , vicdanı hür ,irfanı hür nesiller yetiştirmelerini* istemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti 1920’li yıllardan başlayarak,1930’lu,1940’lı hatta 1960’lı yılara kadar birçok eksiklikre rağmen planlı bir eğitim sistemi ile istenilen amaçlara uygun; Tarih bilinci olan,vatan,ulus,bağımsızlık ve özgürlük kavramlarını özümsemiş , cumhuriyet devrimlerinin önemini kavramış , üretken ,ilkeli, dürüst,içi insan sevgisi ile dolu yüksek karakterli nesillerin yetiştirilmesi için büyük çaba sarf etmiştir.
Günümüzde, çoğu uluslar bilim ve teknoloji çağında baş döndürücü hızla ilerlerken ,ülkemizde 1950’den başlayarak ve son otuz yılda da artarak devam eden eğitim sitemimizde göz ile görülür bir şekilde gerileme yozlaşma yaşanmaktadır.Milli Eğitim Bakanlığı’nın ,MİLLİsi unutuldu.Bügüne kadar görev yapan 83 Milli Eğitim Bakanların’dan istisnaları bir kenara koyarsak ,her gelen bakan bir öncekinin çalışmalarına yeni projeler eklemesi ve devam ettirmeleri gerekirken kendi siyasi iktidarlarının amaçlarına uygun çalışmalar yaptılar.İktidarda kalma uğruna popilist politikalar uyguladılar.Eğitimi yaz boz tahtasına çevirdiler.Eğitimin devlet politikası olması gerektiğini unuttular.
Eğitim kurumlarının ve eğitimcilerin sorunları çığ gibi büyüdü.Eğitim kurumlarının fiziki ve teknik noksanlıkları giderilmedi.Eğitim süreci 12 yıla çıkarılmadı .Okul öncesi eğitime gereği kadar önem verilmedi.Ezberci ve boş bilgiler veren eğitimden vaz geçilmedi.Bireyin zeka ve yeteneğine göre eğitim yapılmadı.Herkese eşit ve parasız eğitim hakkı sağlanamadı.Eğitimin fedakar öğretmenlerine insanca yaşayacağı bir ücret verilmedi.Onlara *Toplu Sözleşme ve Grev* hakkı tanınmadı .Bügün çalışanlar borç batağında yüzüyor,% 72’si ek iş yapıyor.Onlar yılda bir gün ÖĞRETMEN GÜNÜN’de hamasi bilinen kuru sözlerle avutuldular.
Bu sorunlar ortada iken ülkede Özel üniversite ,okullar,dersaneler,yurtlar çığ gibi çoğaldı.
Bir kısım vakıflar,dernekler,tarikatlar,cemaatler,kuran kursları,imam-Hatip;eğitim süresince dahil edildi.*Eğitim-Öğretim Birliği Yasası’nın* içi boşaltıldı.Bu gelişmelere ek olarak ağalık ,şehlik ve şıhlık gibi feodal yapılarda kaldırılamadı.Sadaka kültürü gelişti.Kula-kulluk eden bireysel yetiştirildi.
Serbest ekonomi sisteminin ve özelleştirme çalışmalarında iyi uygulanması,İMF politikaları ve Yeni Dünya Düzenin dayatmaları sonucunda üretmeden tüketen ,niteliksiz tele-vole kültürü ile yoğrulmuş bir toplum yaratıldı.
Kısacası:Prof. Şerif Mardinli’nin deyimi ile *Cumhuriyetin Öğretmeni,mahallenin imamına yenildi.*Atatürk’ü sevmeyen Humeyni’yi seven ,İngiliz mandasını savunan nesiller yetiştirildi.
Bugün ülkede yaşanan işsizliğe,yokluğa,açlığa,soyguna,talana,mafya’ya,çete’ye,adaletsizliğe tepki verilmiyorsa Cumhuriyetin kazanımları olan KİT ‘ ler bir, bir elden çıkarken, Cumhuriyet’in ilkeleri devrimleri yok edilirken susuluyorsa , etnik ve dinsel bölücülük ayyuka çıkmışken seyrediliyorsa hukuk devletinden söz edilemiyorsa ,insanı insan yapan yüce evrensel değerler olan eşitlik, özgürlük , barış,dostluk,dürüstlük,ilkelilik vs yok oluyorsa Bu yozlaşmaya tepki vermeyen bir toplum yaratılmışa yani *Arpa ekilen yerden buğday biçemezsiniz.*
Ülkemizde yaşayan 85’lik sürecinin öz eleştirisini yaptığımızda artılarımı çok ,eksilerimi çok değerlend
irme sizlerin.
Artık, siyasetin,bilim adamının,aydının,yazarın,sanatçının, gazetecisinin ,sivil toplum örgütlerinin kısacası İNSANIN kendisi ile hesaplaşma zamanıdır.
Ya bölünmüşlüğü,mandayı,sömürüyü,çağdaşlığı seçersiniz Ya da bağımsız ,özgür,onurlu,çağdaş,insanca yaşamı seçersiniz
Unutmayalım; karanlıkları aydınlığa,umutsuzluğu umuda dönüştürecek olan HALKIN KENDİ GÜCÜDÜR
Ahmet Pınar
Em.Öğret.
28.11.2008