‘’ İkilik Kinini İçimden Atıp
Özde Ben Bir İnsan Olmaya Geldim’’
1909 yılında Elazığ’ın Keban ilçesine bağlı Nimri köyünde doğan Aşık Nimri Dede tarafından yazılmış şiiri Arif Sağın o güzel yorumuyla türkü olarak dinlediğimde zihnimde İNSAN sözcüğünün karşısında , kocaman bir Soru İşareti? Oluşur.
İnsan tanımlanırken söz söyleyen, zeka sahibi yaratık olarak sözlükte tanımlanır.
Bu tanımda ifade edilen zeka kavramı da insanı diğer canlılardan ayıran en belirgin özelliğidir.İnsanın düşünen varlık olması İnsan olmanın en önemli erdemidir.Bununla hepimiz övünürüz övünmek de hakkımız diye düşünüyorum …
İnsan olmanın ayrıcalığını yaşarken hayat denen süreçte acaba ne kadar insan olmanın gereklerini yerine getiriyoruz diye soruyor muyuz kendimize…İşte kocaman soru işareti burada başlıyor Zihnimde…Şairin İfade ettiği ‘’ikilik Kinini İçimizden atıp özde insan olabiliyor muyuz?
Bunu başkalarına anlatmak yerine yüreğimizde sorgulayabiliyor muyuz kendimizi mertçe.
Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insan yaşam denen süreçte yaşantısını ne şekilde yaşıyor? Kim merak ediyor ki.Her gün milyarlarca eylem gerçekleşirken yaşam denen sahnede biz sadece kendi görebildiğimizden ötesini merak etme ihtiyacı duyuyor muyuz.
Uzağa gitmeden kendimizden başlayarak yaşadığımız çevrede bunu başarabiliyorsak insan olma yolunda gidiyoruz bence…Ama buna ihtiyaç hissetmiyorsak sadece günü yaşadığımızı zannediyorsak o zaman yanlışlara bilerek yada bilmeyerek ortak oluyoruz diyorum.
Çevremize baktığımızda güç adına para adına mevki adına daha adını sayamadığım bir çok şey adına insan insanı eziyorsa, sevgisini, cinselliğini bedenini sömürüyorsa insanın en temel yaşama hakkını elinden alıyorsa ve bizde bunlara seyirci kalıyorsak yada mazeretler üretmeye çalışıyorsak mazeret ürettiğimiz kadar insan değilmiyiz?
Evet yaşama her gün merhaba diyen milyarlarca insan içinde bir damla olarak yaşamdan insan olarak beklentilerimizi başkaları için de isteyebiliyor muyuz?
İnsanlar mutlu olsun,acılar olmasın,savaşlar olmasın,masum insanlar anlamını bilmediği nedenlerden dolayı ölmesin diyebiliyor muyuz? Bırak insanı tüm canlılar için gerçekten inanarak isteyebiliyor muyuz?diyorum.
İnsanlığımız mazeretlerimiz kadar mı? Özde mi?İşte soru işareti burada odaklı.Yanıtını uzaklarda aramayada gerek var mı?Yüreğimize açıp bakmamız yeterli değil mi?
İşte İnsanlık ailesi olarak Aşığın ifade ettiği bu güzel sözcüklerin yorumunu dinlerken koca soru işareti oluşmadan gülümseyerek yüreğimizdeki sevgi ile hayatı dolu dolu yaşamak çok mu zor diyorum.
Gülümsemek de başlangıç bence. Ya sizce…